Oyunlar hakkýnda herþey!

Valve gene yapacağını yaptı. Team Fortress yüzünden Steam’den başımı kaldıramazken bir de başıma Left 4 Dead bağımlılığı çıktı...
Öncelikle oyunun bu sene aldığı bütün ödülleri sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Yarattığı atmosfer ve oyunun oyuncuyu kapsadığı hikayeye sokması tamamen aşırı derecede başarılı. Ben çok uzun süreden beri bir oyuna kendimi bu kadar kaptırdığımı hatırlamıyorum. Sesler ve grafikler ise cabası.
Öncelikle;

Left 4 Dead Nedir?
Geçtiğimiz yıllarda Valve tarafından satın alınan Turtle Rock Studios firmasının yine Valve icadı Source oyun motoru üzerinde 3 yıldır geliştirdiği Left 4 Dead, co-op bir oynanışla takım halinde işbirliği yapılarak ilerlemeye dayalı, multiplayer - survival tarzda (ve her ne kadar infected lafı kullanılsa da) zombi temalı bir first-person shooter oyunudur.
Oyunun amacı; bir virüs nedeniyle insanken hastalanıp değişim geçirmiş Infected’larla dolu tehlikeli bölgelerde hayatta kalan 4 kişiden biri olarak güvenli bir yere ulaşmaya çalışmak. Bu yüzden Left 4 Dead‘de takım çalışması ön plana çıkmakta. Oyunda survivors (hayatta kalanlar) ve infected (hastalığa yakalananlar) olmak üzere iki taraf bulunuyor. Hastalığa yakalanıp yaşayan ölüye (zombi) dönüşen bu taraf dışında Versus modunda oynanırken oyuncuların da kontrol edebileceği birbirinden farklı özellikte Boss diye adlandırdığımız ve daha güçlü özelliklere sahip Infected‘lar (Hunter, Boomer, Smoker) ve ek olarak sürekli bilgisayar kontrolünde kalan ve rahatsız etmeden geçmek isteyebileceğiniz kadar tehlikeli ancak kolayca ölebilen bir tür Boss Infected daha var (Witch). Bu karakterlere ayrı bir yazıda değineceğiz.
Oyunda diğer çokluoyuncu (multiplayer) oyunlarda olduğu gibi katılabileceğiniz sunucular listelenmiyor. Onun yerine lobi kavramı geliştirilmiş. Siz sadece oynamak istediğiniz oyun türünü seçip mevcut olan 4 karakterden birini seçiyorsunuz. Bu yüzden Left 4 Dead oynanış şekline göre temelde 2 bölüme ayrılıyor;


        1- Campaign (Survival Mode): Oyunun hikaye modu… Tek-oyunculu tercihi altında hayatta kalan 4 karakterden birini seçiyorsunuz ve diğer karakterler bilgisayar kontrolünde kalıyor, ya da çok-oyunculu olarak insan kontrolündeki 4 karakterle co-op olarak oynayabiliyorsunuz. Oyunculardan biri oyundan ayrıldığında veya en baştan 4 kişiye ulaşamazsanız, boş kalan karakter veya karakterlerin yerlerine başka oyuncular girene kadar bilgisayar kontrolü ele alıyor. Bu modda tüm düşman karakterler her zaman için bilgisayar kontrolünde kalıyor.
Ayrıca bu noktada oyunun güzel bir özelliğini belirtmek gerek: Diyelim ki kısa bir süreliğine acil işiniz çıktı; ESC tuşuna basıp menüden Take A Break komutunu seçerseniz yapay zeka sizin yerinize kontrolü devralıyor. İşiniz bitip bilgisayar başına geri döndüğünüzde mouse’un tuşuna basarak tekrar oyuna dahil olabiliyorsunuz.
Campaign’lerin içeriğine bakıldığında her biri birbirine bağlı 5 harita görülmekte. Ayrıca campaign’ler movie (film) olarak da anılıyor. Bu bölümler şehirlerden tutun da ormanlık alanlara kadar birbirinden farklı pekçok yerde geçiyor. Filmler ise birbirinden bağımsızlar. Fakat amaç aynı; zombi istilasına uğramış yerlerden daha güvenli ve yardım ekipleri tarafından kurtarılabileceğiniz bölgelere ulaşabilmek. Bir filmi bitirmeyi başarınca izlediğimiz her filmin sonunda gördüğümüz tarzda oyuncuların isimlerini ve ek olarak çeşitli istatistiksel değerleri (başarı ve vuruş yüzdeleri, vb.) ayrıntılarıyla izliyoruz. Oyunun zombi temalı olduğundan bahsetmiştik. Bölümler film seti havasında hazırlandığından 28 Days Later ve Resident Evil gibi yapımların etkisi de açıkça hissediliyor.
Her bir film zorluk seviyesine göre 1-1.5 saatlik bir oynama süresini kapsıyor. Haritaları bitirmek için herhangi bir süre sınırlaması ise bulunmuyor.
Yönettiğimiz karakterlerin fiziksel görünüşleri, isimleri, sesleri ve oyun içinde gelişen olaylara yaptıkları yorumları dışında oyunun akışına etki edecek kadar birbirlerinden farklı özel yetenekleri yok. Dolayısıyla her ne kadar psikolojik bir tercih de olsa, oyundaki tek bayan olan Zoey’nin seçilmesi bu karakteri yöneten oyuncu için olumsuz bir durum teşkil etmiyor. Oyuncuların tamamı 100 birimlik sağlık ile oyuna başlıyorlar (maksimum olarak da 100) ve hayatta kalmak için akın akın saldıran zombiler karşısında birbirlerini korumaya çalışıyorlar.


      2- Versus (Multiplayer Mode): Survivors ile Infected takımları arasında oynanacak olan çok oyunculu bölüm Versus diye adlandırılmakta. Bu sefer 3 Boss Infected’dan biri kontrolümüzde ve bu modu 4 Survivor vs. 4 Infected olmak üzere toplam 8 kişi birlikte oynayabiliyor. Oyuncu kontrolünde olan Boss Infected karakterlere haritanın her yerinde spawn (oyuna katılma) hakkı verilmekte ancak survivor’lara çok yakın bir yerde spawn olamıyorsunuz. Harita üzerinde survivor ve infected’larla birlikte diğer takım arkadaşlarınızın nerede olduğunu silüet halinde görüp buna göre saldırınızı planlama şansınız mevcut. Bazı oyuncular oyunda bir süre geçirdikten sonra Tank’a dönüşebiliyorlar.
Oyunun mantığı çok basit kaç ya da yakala. Ben de şimdi size nasıl rahat kaçacağınızı ya da nasıl daha iyi av yakalayacağınızın öğrendiğim yollarını açıklayacağım.

     Hayatta kalanların temel amacı başlangıç noktasından, kaçış noktasına kadar sağ salim gitmek.Bunu yaparken çok seri olmalısınız.Sürekli aynı yerde beklerseniz daha çok zombi doğar ve daha çok zaman kaybı üstüne darbe alınca can barınız düşer. kısacası size tavsiyem survivor(insan) oynuyorsanız seri ve takım halinde ilerlemenizdir,eğerki grupdan ayrılmak gibi bir hataya düşerseniz hunter veya smokerın kollarında can verebilirsiniz veya canınızı baya bir düşürebilirsiniz.Bir önemli noktaya daha değinmekte fayda varki survivor oynuyorsanız MUTLAKA açtığınız kapıları kapatın emin olun çok faydası olacaktır.Neden derseniz infectedlar kapıları açamıyorlar fakat vura vura kırabiliyorlar buda infectedların yerini kolayca kestirebileceğiniz anlamına geliyor.Karanlık noktalara girmekten kaçının. Genellikle ışığınızı kapatın. Özellikle zor seviyede oynarken karanlık odalar zombi yuvası olur. Siz odaya el feneriniz ile girdiğinizde hepsini üzerinize çekersiniz. Zombiler, ışığa karşı duyarlıdır. Zombilerden daha beteri ise Witch’dir. Ona da Infected kısmında değineceğiz. Nereye gideceğimi bilmiyorum diyorsanız, o zaman takım arkadaşlarınızı takip edin. Genellikle biri mutlaka yolu gösterir. Eğer kimse yolu bilmiyorsa o zaman dua edin ve duvarlarda seyrekçe bulunan yol gösteren işaretleri takip etmeye çalışın. Karanlık bölümleri olabildiğince seri geçin. Unutmayın, Infected karanlıkta bile olsa sizi 90’lık ampul gibi pırıl pırıl görür. Şunu da belirteyim, oyunda Dost Ateşi’ni kapatma gibi bir seçenek yok. Fakat Expert dışındaki zorluk seviyelerinde arkadaşlarınıza en az hasarı veriyorsunuz. Bu tabii ki gidin onları vurun anlamına gelmiyor. Örneğin bir arkadaşınızın üzerine Hunter atladı ve hırpalamaya başladı. Hunter’ı pompalı tüfek ile vuracağınıza önce silah ile onu geri ittirin ondan sonra vurun. Arkadaşınızın üzerinde ateş açarsanız onu da vurmuş olursunuz. Ama arkadaşlarınıza silahın kabzaları ile hasar veremezsiniz.Bazı noktalarda haritanın senaryosu gereği çok kalabalık zombi grupları üzerinize gelir. Böyle durumlarda sırtınızı bir yere vermeniz zombilerin arkanızı sararak size vurmasını engelleyecektir. Unutmayın zombiler az hasar verir ama sayıları çoğalınca bu miktar gözle görülür şekilde endişe veriri olur. Sırtınızı duvara vermeniz hem size daha az zombi saldırmasını, hem de arkanızdan saldıracak Infected tehlikesini durdurmuş olmanızı sağlar. Çünkü Infected’lar çok çabuk öldükleri için (tank dışında) genellikle kalabalık zombi grupları arasında saldırmayı severler. Neyse diyelim önünüz silme zombi kaynıyor, sırtınızı da verdiniz duvara, başladınız mermileri boşaltmaya. Fakat şarjör bitti. Hemen şarjörü tekrar doldurun. Karakter silahını doldururken, aynı zamanda kabzası ile vurmaya devam edebiliyor. Bu özelliği kesinlikle kullanın, böylece üzerinize gelen birkaç zombiyi kendinizden uzaklaştırmış ve biraz da olsa az hasar almış olursunuz.Gücünüz %50’nin üzerinde, yeşildir. %50’nin altında sarı ve bu artık biraz yavaş hareket ettiğiniz anlamına gelir. %20’nin altına düşerse kırmızı olur ve %1’i kadar geri saymaya başlar yani kan kaybedersiniz. Versus modunda en fazla üç defa ölebilirsiniz, ölmekten kastım yere düşmenizdir. Yere düşünce bir arkadaşınız yanınıza gelip sizi ayağa kaldırır. Yere düşen karakterin belli bir gücü arta kalır, bu güç sıfırlanırsa doğrudan ölür, yanınıza gelen kişi de sizi ayağa kaldıramaz. Oyunu misafir olarak izlemeye devam edersiniz. Campaign modda ise bazı odalarda kapalı kalmış hayatta kalanlar bulabilirsiniz. Onların yanına kadar gidebilirseniz, ölmüş bir oyuncunuzu tekrar oyuna dahil etmiş olursunuz. Oyun çeşidi ne olursa olsun, ölen bir oyuncu bir sonraki bölümde tekrar takıma dahil olur.
Left4Dead'in en güzel yanlarından biri ise AI director olması.''Bu nedir?'' diceksiniz hemen açıklıyorum...AI director oynadığınız oyuna göre oyunun kendi kendini yönlendirmesidir.Mesela; hiç hata yapmadan oynuyorsanız ve canlar yüksekse AI director 100 infected yolluyor, hata yaptıysanız 20 İnfected yolluyor.Bir odaya girdiniz ve health pack gördünüz ve aldınız, o bölümü geçemeyip baştan oynarsanız o odada healt pack değil 1 düzine zombi bile bulabilirsiniz.Kısacası AI director sayesinde oyun tekrar etmiyor ve aynı yerde değişik şeyler oluyor.Ne hoş değilmi?
Benim diğer oyuncularla oynarken gözlemlediğim önemli noktalar bu kadardı. Genelde iyi oynayan grupların yaptığı iki iyi şey var, birbirinden ayrılmamak ve seri oynamak. Bunu becerirseniz kaçış noktasına gitmenizi kimse engelleyemez.
Şimdide silahlardan bahsedelim;

Springfield Armory 1911 Tabanca: Sınırsız cephanesi ile değiştiremediğimiz temel silahımız. Oyuna başladığınızda elinizde yalnızca bir tane bulunurken oyun esnasında rastlayıp alacağınız ikinci silahla beraber yedek olmaktan çıkıp seri atış imkanı sayesinde özellikle yakın çatışmalarda daha etkili hale gelmeye başlar. Eğer oyunda shotgun almışsanız uzun mesafelere ateş etme ihtiyacı duyduğunuzda da bir hayli yardımcı olmakta. Yaralanıp yere düştüğünüz sırada kullanabileceğiniz tek silah budur.

Uzi: Oyuna girerken tercih edilebilecek ana silahlardan bir diğeri olan hafif taramalı tüfek. Kalabalık gruplara ve uzak mesafelere olan etkisiyle sizi memnun edecektir. Ancak yüksek şarjör kapasitesine rağmen pistolden daha az etkili olması sebebiyle ortalama 5 mermiyi bir infected öldürmek için harcayacaksınız. Bu yüzden kafaya nişan almaya çalışmak daha tasarruflu olacaktır. Tetiği sürekli basılı tutmak ise kaçınılması gereken davranışlardan biri. Rastladığınız yerde uziyi bırakıp M16′yı kullanmaya başlayın.

M16 Colt Tüfeği: Yine oyun esnasında bulunabilecek diğer bir özel silah. Seri bir silah olarak gerçek hayatta asker ve polis tarafından da kullanılan bu tüfek hedefini tutturmada oldukça etkilidir. Güç olarak uzi ile pompalı tüfek arasında yeralır. Mermisi hedefini delip geçme özelliğine sahiptir ve arkasında duran hedefi de etkileyebilir. En az 2 oyuncu ile kullanıldığında özellikle Tank’ın enerjisini hızla sıfırlayabilir. Uzak mesafeleri hedeflerken çömelirseniz bu tüfekle daha keskin atışlar yapabilirsiniz.

Ağır makinalı tüfek: Normal silahlardan farklı olarak, defans amaçlı kullanılmak üzere bazı bölümlerde karşımıza çıkmaktadır. Çevresine koruma kalkanı sağlandığında zombi akınlarına karşı çok büyük hasarlar vermek mümkündür. Yalnızca sağa sola çevrilebilir, geriye döndürülemez ve sökülemez. Ara vermeden ateş edildiğinde ısınıp geçici süreliğine kullanım dışı kalmaktadır. Tank üzerinde en etkili silahtır.

Molotof: Atıldığı yerde yanlamasına bir yangın çıkartıp çevresindeki tehditleri yaydığı ateşle yakar. Özellikle kalabalık zombi gruplarının tek noktadan saldırdığı kapı girişi gibi yerlerde ve koridorlarda oldukça faydalıdır. Molotof, takım üyelerimiz ve kendimiz de dahil hasar verip yakmaktadır; bu nedenle fırlatılırken üzerinize doğru koşan infected grubunun üzerine atılmaması, daha uzak mesafelerden kullanılması önerilir. Sadece 1 adet taşınabilir. Witch’e ve özellikle Tank’a karşı çok etkilidir. Tank, hiç kimse vurmadığı halde sadece molotof atılıp yanmaya başladığında 70 saniyeden daha fazla yaşayamaz.Pipebomb ya da molotof; bu ikisi aynı anda kullanılamadığı gibi sadece 1 adet taşınabilirler.

Hap: Geçici süreliğine adrenalin seviyesini yükseltip sağlığı 60 HP arttırır. Etkisi yavaş yavaş azalarak eski sağlık seviyesine kadar iner. Hap sadece 1 adet taşınabilir, verilecek kişide bulunmaması kaydıyla takım arkadaşları arasında transfer edilebilir.

Oksijen tankı: İçinde basınçlı oksijen bulunan bu yeşil renkli silindir tanklar üzerine ateş edildikten birkaç saniye sonra patlayarak genişce bir çevreye zarar verir.

Piknik tüpü: Yine istenilen bir yere fırlatıp patlatılabilir ve oksijen tankıyla hemen hemen aynı derecede etki yaratır. Ateş edildiği zaman anında patladığı için Tank ve Witch üzerinde çok kullanışlıdır.

Cephane: Bölüm başında, harita geçişlerinde ve oyun içinde rastgele olarak yerde veya masaüstünde bulunabilir. Kullandığınız silaha göre maksimum cephane sağlar. Sınırsızdır.

Şimdi Boss İnfectedlardan bahsedeceğim;
Bossları tanıtmadan önce yukarda değinmiştim fakat tekrar değinmekte fayda var.Versus modda Witch dışında bu karakterleri yönetebiliyorsunuz.Campaign(co-op) modunda ise tüm zombiler bilgisayar kontrolünde oluyor sadece 4 survivoru arkadaşlarınızla beraber yönetebiliyorsunuz diyorum ve Boss tanıtımına geçiyorum.

Hunter
Yaptığı seri hareketlerle genelde yüksek yerlerden üstünüze atlayıp daha sonra pençeleriyle sizi parçalara ayırmakla karşı karşıya bırakır. Çıkardığı hırıltı ve havada zıplarken bağırmasından yakında olduğu anlaşılabilir. Çok uzak mesafelerden bile atlayabildiği için dikkat edilmesi gereken bir düşmandır.

Boomer
Hantal görünüşlü olmasına rağmen kusmuğuyla tüm ekibi bile etkileyebilir. Genelde köşebaşlarından veya dar koridorlardan gelip hastalık kusar. Eğer Boomer’ın kusmuğu üzerinize bulaşırsa ekranı bir süreliğine yemyeşil renkte bulanık olarak görmeye başlarsınız, bu esnada da kalabalık bir infected grubu üzerinize akın etmeye başlar. Çıkarttığı homurdanma seslerinden nerede olduğu tahmin edilebilir. Ekiptekilerden birine yakın duran Boomer’a ateş etmemek, mouse’un sol tuşuyla ittirip kısa bir süreliğine etkisiz hale getirdikten sonra patlatmak gerekir.

Smoker
Sinsiliğiyle bilinir. Çatılardan veya çok uzak mesafelerden gözüne kestirdiği kurbanını diliyle kendine doğru çekerek sürükler. Hareket ederken yeşil kabarcıklar şeklinde iz bırakır, bu sayede yeri tayin edilebilir. Smoker ölürken etrafa yaydığı duman yüzünden karakterlerimizin geçici bir süre dumandan boğulmasına sebep verir.

Witch
Yardım bekleyen biri gibi yerde oturup uzaklardan bile duyulabilen ağlamasıyla tanınır. Eğer yolunuzun üzerinde engel değilse Witch’e çok yaklaşmamak, üzerine fener doğrultmadan geçmek gerekir. Kolay ölür ancak çok seri hareketlerle yerinden fırlayıp pençeleriyle ciddi zarar verir.

Tank
Oyuna girdiği anda ekranın sallanmasından yaklaşmakta olduğunu anlayabilirsiniz. Yakınına kadar sokulmamak, seri hareket ederek sürekli kaçmak, bir yandan da takım olarak ateş edip en kısa sürede öldürmek gerekir. Aksi halde güçlü darbeleri ve uzakta duran arkadaşlarınıza bile yerden alıp fırlattığı kaldırım parçalarıyla tüm ekibi etkisiz hale getirebilir. Oldukça iri ve dayanıklıdır.

Infected
“Zombiler koşmaz ki?!” şeklindeki yaygın görüşe rağmen oyunun yapımcısı tarafından da zombi diye adlandırılan bu hastalıklı insanlar oyun içinde sık sık tek başlarına veya kalabalık gruplar şeklinde görülürler. Özellikle bir kişiye grup şeklinde hücum ettikleri zaman çok fazla hasara ya da ölüme sebep verebilmektedirler. Neredeyse her yere tırmanabilirler. Oyun içerisinde polis üniformalısından doktor önlüklü olanına kadar pekçok farklı tipte infected görülebilir.

Son olarak önemli ipuçları;
-->Çevreye her zaman kulak kabartın; çığlık ve öğürme gibi seslerden Boss Infected’ların yakınınızda olduğunu anlayıp önceden tedbirinizi alın, silahlarınızı dolu tutun.

-->Hunter’ı görebildiğiniz zaman veya çok yakınınıza geldiğinde sabit durup ateş etmeyin, eğer sürekli hareket halinde olursanız sizi yere yıkamaz. Hunter’ın çok uzak mesafelere kadar zıplayabildiğini aklınızdan çıkarmayın.

-->Smoker sizi diliyle yakalar yakalamaz 1-2 saniye içinde ateş edip öldürme imkanınız var. Daha sonra hiç birşey yapamıyorsunuz ve bir arkadaşınızın Smoker’a ateş edip öldürmesi ve sizi kurtarması gerekiyor.

-->Tank’ı görünce sürekli kaçın, attığı kaldırım parçalarından ve arabalardan sakının. Mümkünse üzerine atılacak molotof kokteyli işinizi daha çabuk halletmenizi sağlar. Eğer Tank arkadaşlarınızdan birini yakalarsa öldürene kadar başından ayrılmaz (istisnalar kaideyi bozmaz). Bu yüzden yere düşen kişinin yanına koşup mümkün olduğunca yakın mesafeden Tank’ın kafasına ateş edin. Pompalı tüfek bu konuda bir hayli etkili silahlardan.

-->Witch’in ağlama sesini duyduğunuzda dikkatli olun, fener açıksa kapatın, yolunuz üzerinde değilse çok fazla yaklaşmadan yanından geçip ilerleyin. Eğer yola devam etmek için öldürmek zorunda kalırsanız önce çevredeki bütün infected’ları temizleyin, sonra aranızda bir miktar atış mesafesi bırakarak 4 kişi aynı anda ateş edip iyice yaklaşmadan öldürün. Witcher Tank gibi zor ölmez ancak size vurduğunda bir seferde enerjinizi götürebilecek güce sahiptir.

--> Boomer’ın öğürme seslerini duyduğunuzda nereden gelebileceğini kestirmeye çalışın, kesinlikle yakın mesafeden ateş etmeyin. Üzerinize kusar veya çok yakından ateş edip Boomer’ı patlatırsanız üzerinize sıçrayan kusmuklar hem geçici körlüğe, hem de kalabalık bir infected grubunun size saldırmasına neden olur. Mümkünse mouse’un sağ tuşuyla Boomer’a vurup geriye itin, siz de geriye kaçın ve yeterince uzak mesafe oluştuğu zaman ateş edip patlatın.

--> İlerlerken arkanıza da bakmayı alışkanlık haline getirin. Zombiler etrafınızı sararsa mouse’un sağ tuşuyla vurarak biriken kalabalığı bir parça olsun dağıtabilir ve yardıma koşan arkadaşlarınızın size zarar vermeden zombi grubunu öldürmesini sağlayabilirsiniz.

-->Bir arkadaşınız yere düşmüşse kendisini ayağa kaldırmadan önce etrafta infected ve özellikle Hunter gibi Boss Infected’ların kalmadığına emin olun.

-->Sağlık paketini yere ilk kez düştükten hemen sonra harcamayın. Üstelik daha haritanın da başındaysanız stratejik düşünün, varsa onun yerine canınızı geçici bir süre uzatan haplardan kullanın.

-->Eğer enerjiniz az ve hap kullanmanız gerekiyorsa bunu büyük bir çatışmaya girmeden hemen önce yapın.
Uzak mesafelerde duran zombilere shotgun gibi silahlarla ateş edip fazladan mermi harcamak yerine tabancanızı kullanın.

-->Mümkünse çömelerek ateş edin; mermi hedefine giderken daha az sapacaktır.

->Bazı haritalarda araba alarmlarının açık olduğuna dair
ekranda uyarılar göreceksiniz. Bu tip arabalara yanlışlıkla ateş edip alarmını çaldırırsanız büyükçe bir zombi grubu üzerinize akın etmeye başlar.

-->Aynı şekilde pipe bomb’un alarmı da kalabalık zombi gruplarını bir seferde imha etmek adına çok etkilidir. Kalabalık bir grup içinde zor duruma düşerseniz kullanmaktan çekinmeyin.

-->Molotof kokteyli koridorlarda ve kapı girişlerinde etkili bir silahtır.

-->Ne çok hızlı ne de çok yavaş ilerleyin. Bir yerde gereksiz şekilde beklemek yeni bir zombi akınına neden olabilir.
Ölen arkadaşlarınızı bir süre sonra yolunuzun üzerinde veya biraz gerideki ufak bir odada kilitli kalmış halde beklerken bulacaksınız. Left 4 Dead takım oyunu üzerine kuruludur ve 1 kişi bile oyunun birkaç saniye sonraki gidişatını değiştirebilir; öncelikle arkadaşınızı kurtarıp yeniden ekibinize katmayı ihmal etmeyin.

-->Son bölümde arda arda gelen zombi dalgaları sizi yıpratmaya çalışacak. Mümkünse yüksek veya en azından sırtınızı duvara verebileceğiniz köşe bir yerde durun. Zombilerin geçeceği yol üzerine çevreden bulup yerleştireceğiniz benzin bidonu ya da piknik tüpü gibi patlayıcılar size toparlanmak için daha fazla zaman kazandırır.

-->Takım arkadaşlarınızdan fazla kopmadan her zaman birlikte hareket etmeye çalışın. Left 4 Dead için son derece geçerli bir atasözüdür; “Sürüden ayrılanı kurtlar kapar!”


    SONUÇ:
Sonuç itibariyle; Left 4 Dead verdiğiniz parayı sonuna dek hak eden bir yapım. Bilhassa çoklu yönünü aylarca oynayacağınızı garanti edebilirim. Eğer kısa süreli oyunlardan bıktım ya da arkadaşlarımla doya doya oynayacağım bir oyun arıyorum diyorsanız Left 4 Dead kesinlikle listenin en başında yer alıyor. Kaçırmayın derim. İyi oyunlar…


      Artılar:
+Benzersiz multiplayer ve co-op özelikleri, multiplayer olarak uzun oynanışa sahip olması,seslendirmeler,atmosfer


      Eksiler:
-Tek kişilik senaryonun kısa sürmesi ve basit olması,campaignde safehouse'a kadar save olmaması

Puanlama: %93 (sonuna kadar hak ediyor emin olabilirsiniz.)

    Minimum Sistem
• İşlemci: Pentium 4 3.0 GHz
• Bellek: 1 GB
• Ekran kartı: 128 MB bellekli Shader model 2.0 destekleyen ATI 9600, NVidia 6600 ve üzeri
• Ses kartı: DirectX 9.0c uyumlu ses kartı
• İşletim sistemi: Microsoft Windows XP / Vista / Vista64

    Tavsiye Edilen Sistem
• İşlemci: Intel Core 2 Duo 2.4 GHz ve üzeri
• Bellek: 1 GB ve üzeri
• Ekran kartı: Shader model 3.0, NVidia 7600, ATI X1600 ve üzeri
• Ses kartı: DirectX 9.0c uyumlu ses kartı
• İşletim sistemi: Microsoft Windows XP / Vista / Vista64

Yazar : WebMasteR

Yararlanılan Kaynaklar:
Wikipedia
L4DTR